Okullarımızda öğretilen yabancı dillerle Türkçe dışında ikinci bir dili konuşma becerisine sahip insan sayısının çok az olduğunu biliyorum. Ama çok kültürlülüğümüz nedeniyle hem Kırmançca, Zazaca, Arapça, Gürcüce, Lazca, Adigece ve Boşnakça; hem de Türkçe konuşan pek çok insanımız var. Onlara tıbbın iyi bir haberi var: İkinci bir dili (veya daha fazlasını) konuşmak, zihin sağlığını koruyup bunamayı geciktiriyor.
Yaşlandıkça hafızamız zayıflıyor ve bilişsel faaliyetlerimiz eskisi ölçüsünde verimli yürümüyor. Bazısında bu demans ve Alzheimer gibi, yaşam aktiviteleri yönünden insanı başkalarına bağımlı hale getiren hastalıklar şeklinde gelişebiliyor.
İkinci bir dili konuşabilmek, demans ve Alzheimer gibi hastalıkların başlama yaşını öteliyor. Son yıllarda bu konuda yapılmış pek çok çalışma var ve tümüyle olmasa da çoğu aynı fikirde. Bunlardan birkaçını özetle paylaşayım:
- Genellikle göçmenlerden oluşan 184 demans hastasında, başka açılardan tümüyle benzer, iki dil konuşanlarla yalnızca anadilini konuşanların karşılaştırmasında, iki dil konuşanlarda demans belirtilerinin 4.1 yıl daha geç ortaya çıktığı görüldü.
- Kanada’da hem göçmen, hem de yerleşik halktan oluşan çalışma grubunda, ikiden çok dil konuşmanın küçük ama anlamlı yarar sağlasa da, yalnız iki dil konuşuyor olmanın belirtilerin başlama yaşını etkilemediği saptandı. Ama alt grup değerlendirmelerinde, göçmenlerde Alzheimer hastalığı tanısının ötelenmesini 5 yıl kadar geciktirdiği; yerleşik halklardan anadili Fransızca olanlarda da benzer bir eğilim varken, anadili İngilizce olanlarda böylesi bir etki saptanmadığı bildirildi.
- Hindistan’da 391’i iki dil konuşan 648 demanslı hastanın karşılaştırmasında, iki dil konuşanlarda demans belirtilerinin 4.5 yıl daha geç başladığı görüldü. Bu çalışma ikiden fazla dil bilmenin ek avantaj sağlamadığını gösterdi. Sonuçların eğitim durumu, cinsiyet, meslek, kırlı ya da kentli olmaktan bağımsız olduğu belirtildi.
- Çok kültürlü Montreal-Kanada ve Haydarabad-Hindistan’da iki veya daha fazla dil konuşmanın Alzheimer başlangıcını 5 yıl kadar ötelediği; Montrealde en az 4 dilin koruyucu etki göstermesine karşılık göçmenlerde iki dil yeterli görünüyordu. Her ikisinde de, özellikle Hindistan’da iki dil konuşanlar çok daha iyi eğitimliydi.
- Demans ve Alzheimer hastalıklarının öncülü sayılan bellek kayıplı (amnestik) hafif idrak (“cognitive”, bilişsel) bozulmasının tanı yaşı; iki dil konuşanlarda 79.4, yalnız anadilini konuşanlarda 74.9 bulundu.
Görüldüğü gibi, ikinci bir dili konuşmak, beyin sağlığını koruyup bunamayı (Alzheimer hastalığı ve demansın ortaya çıkışını) geciktiriyor. Bu etkinin, eğitim, meslek, sosyal ilişkiler, egzersiz gibi unsurlarda eşitlik sağlansa da sürdüğü anlaşılıyor. Kesin mekanizma bilinmemekle birlikte, ikinci dilin beynin idrak (“cognitive”, bilişsel) rezervinde artış sağlamasıyla ilgili olabileceği düşünülüyor.