Uyku bozuklukları
yaygındır. Ama bunlardan belki de en önemlisi, "tıkayıcı tipte, uykuda
soluk kesilmesi" dir. Az bilinmesine ve doktorların da dikkatlerinden
kaçmasına karşılık, ABD'de sıklığının kadınlarda %2, erkeklerde %4 dolayında
olduğu bildirilmektedir(1). Bu yazıyla amacımız,
böyle bir sorunun varlığına dikkat çekmektir.
Bu kişilerin çoğu şişmandır(2). BKİ
40'ın üstündekilerin %40'ı, 50'nin üstündekilerin %50'si bu sorunla karşılaşır.
İşin ilginci, "tıkayıcı tipte, uykuda soluk kesilmesi", "ensesi kalın"
kişilerde daha sıktır. Boyun çevresi 42.5 cm'yi aşan erkeklerle; 40 cm'yi
aşan kadınların bu rahatsızlığa yatkın olduğunu söyleyebiliriz.
Horlama bu tablonun ayrılmaz bir unsurudur(3).
Kimse, horladığını kolay kolay kabul etmese de, horlama genel toplumda
da yaygındır. Erişkin erkeklerin %50, kadınların %25'i horlar. Bunların
da yaklaşık %8'i; yani erkeklerin %4, kadınların %2'si "tıkayıcı tipte,
uykuda soluk kesilmesi" dediğimiz bu tatsız rahatsızlıktan muzdariptir.
"Tıkayıcı tipte, uykuda soluk kesilmesi" olanlarda horlama genellikle,
"kimi zaman komşuları bile rahatsız edecek " şiddettedir.
Çok kalitesiz bir uykuları vardır. Onları uykuda izleyenler, boğulacakları
ya da nefeslerinin kesilivereceği hissine kapılır. Ara ara solunum durur;
sonra yeniden başlar. Şiddetli horlamaların kısa sürelerle kesintiye uğraması,
çoğu kere bu solunum durmalarının belirtisidir. Bu durum gece boyu, defalarca
tekrarlar. Bir gecede 300-400 kez solunum durabilir. Gece uykudan sıklıkla
uyanırlar ama bunları hatırlamayabilirler. Uykudan dinlenmiş olarak kalkmazlar.
Gün içinde yorgundurlar; konsantrasyonları bozuktur. İş verimleri düşüktür.
Gündüz şekerleme isteği ve bunun hayata geçirilmesi çok yaygındır. Bir
anda, hele de gözden ırakta olduklarını düşündüklerinde uyuya kalırlar.
Uyku bazen öylesine dayanılmazdır ki, bu kişileri zor durumda bırakabilir:
Toplantılar sırasında ya da direksiyon başında yakalayabilir. Çoğu hasta,
"uyku sorunu" çekmediği, tam tersine uykuyu sevdiği kanaatindedir.
Bu rahatsızlığın belirtilerinden biri de hipertansiyondur(4).
Rahatsızlık ne kadar belirginse, hipertansiyon sıklığı da o kadar yüksektir.
Sabah baş ağrılarına çokça rastlanır. Bunda hipertansiyon kadar, uykusuzluk
ve kan gazı değişikliklerinin de payı vardır. Kalpte ritim bozuklukları
görülebilir ve bunlar ölümcül olabilir. Yastıkları, salyayla ıslanabilir.
Bazen cinsel istek azlığı da eşlik edebilmektedir.
Bu belirtiler varsa, "tıkayıcı tipte, uykuda soluk kesilmesi" olma olasılığınız
yüksek demektir. Aynı yatağı ya da aynı odayı paylaşan eşler, gürültülü
horlamaları kesen kısa ama sık soluk durmalarının tanığı olarak, doktora
yönlendirmede sorumluluk taşırlar. Tanıyı kesinleştirmek, uyku laboratuarlarındaki
incelemelerle mümkündür.
Tedavi, çok yönlüdür. CPAP denilen aygıtlar solunumun düzenlenmesinde
çok değerlidir. Bunlar oksijenle desteklenebilirler. Tabii ki, zayıflama
yaşamsaldır. %10 dolayında bir kilo kaybı bile, belirtilerin çok hafiflemesine
yardım edebilir. Yan yatmak da hastalığın şiddetini azaltır. Bunun için
sırta sargıyla veya pijamaya dikilerek bir tenis topu yerleştirilmesini
önerenler vardır. Sigara içenlerin, sigarayı bırakması da önemli katkılar
sağlayabilir. Uykusuzluktan sakınmak, kas gevşeticiler kullanmamak ve
bu arada alkolden kaçınmak da yardımcı olabilir. Burun tıkanıklıklarını
açmak yarar sağlayabilir. Bazı özel durumlarda cerrahi müdaheleler gerekebilir.
______________________________________________
1. Kripke DF, Ancoli-Israel S, Klauber MR, Wingard DL,
Mason WJ, Mullaney DJ. Prevalence of sleep-disordered breathing in ages
40-64 years. A population based survey. Sleep. 1997;20:65-76.
2. Peppard PE, Young T, Palta M, Dempsey J, Skatrud J. Longitudinal study
of moderate weight change and sleep-disordered breathing. JAMA 2000;284:3015-21.
3. Young T, Palta M, Dempsey J. Skatrud J, Weber S, Bard S. The occurrence
of sleep-disorder breathing among middle-aged adults. N Engl J Med. 1993;328:1230-5.
4. Peppard PE, Young T, Palta M, Skatrud J. Prospective study of the association
between sleep disordered breathing and hypertension. N Engl J Med. 2000;342:1378-84.