Hepimizi ilgilendiren sorunun cevabını bulmak için yapılan araştırmalar
İnsanoğlu, endüstri devriminden bu yana, gittikçe kirlenen bir çevrede
yaşamak zorunda kaldı. Her gün, pek çoğunu da farketmeden, bir çok kimyasalı
yiyor, bir çoğunu soluyoruz. Bilgi toplumuna damgasını vuran elekromanyetik
dalgaların da böylesi bir kirlenmeye yol açıp açmadığı hepimizi ilgilendiriyor.
Bu soruyu yanıtlamadaki en büyük zorluk, insanın kendisine zarar verebilecek
ajanla karşılaşmasıyla, zararın ortaya çıkışı arasında bir zaman aralığının
varlığıdır. Bazan, bu aralık yılları, hatta on yılları bulabilmektedir.
Biz size, bu soruyu yanıtlamaya çalışan bilimsel araştırmalardan birkaçını
aktaracağız.
Beyin tümörleri ve tükrük bezi kanseri
Finlandiya'da 1996 yılında, 34 tükrük bezi ve 398 beyin tümörlü hasta
incelendi (1). Bunlar için kontrol grupları oluşturuldu. Hem hasta, hem
de kontrol gruplarıyla ilgili telefon kullanım bilgilerine ulaşıldı. Servisin
analog mu, yoksa dijital mi olduğu; hizmetin başlangıç ve bitiş tarihleri
incelendi.
Telefon kullanımıyla, beyin ve tükrük bezi tümörü arasında her hangi
bir ilişki saptanmadı.
Gözde maliyn melanom
Danimarka'da, 1943-1986 yılları arasında gözünde maliyn melanom bulunan
bütün hastalar incelendi (2). Bunlar, beşer yıllık yaş aralıklarına bölündü.
Sonra da bunların cep telefon kullanım bilgilerine erişildi.
Cep telefonu kullanımının çarpıcı biçimde, yıllar içinde artmasına karşın
(1978'de 13 binden, 1996'da 1 milyon 300 bine), göz maliyn melanomunda
anlamlı bir artış gözlenmedi. (Şekle bakınız.)
Yıllara göre oftalmik maliyn melanom ve cep telefonu sayısı
Beyin kanseri ve manyetik
alanlar
Bu araştırma, kesin tanı konmuş Kanadalı 543 beyin kanserli hastada yapıldı
(3). Kurallara uygun olarak benzer özelliklere sahip olanlardan 543 kişilik
kontrol grubu oluşturuldu.
Özellikle kansere yol açabilecek, meslek, beslenme tarzı
gibi muhtemel risk faktörleri, bir anketle soruşturuldu. Sorular arasında,
bir yılı aşan süreli mesleksel manyetik alan maruziyeti ve bu maruziyetin
zaman ağırlıklı yoğunluğu da vardı.
Yüksek manyetik alana maruz kalanlarda, genel olarak beyin kanserinde
bir artış saptanmadı. Ama kanserin tiplerine göre aynı değerlendirme yapılınca,
glioblastoma multiforme denen türünde, 18 kanser olgusuna karşılık 6 kontrolle,
5.4 "odds ratio" ile, maruziyetle anlamlı ilişki saptandı.
Ancak, denek sayısının küçüklüğü, "manyetik alan maruziyeti, glioblastoma
multiforme olasılığını artırmaktadır" hükmünü kolayca vermemizi engelliyor.
Mutlaka başka çalışmalarla desteklenmeye ve daha büyük serilerde incelemeye
ihtiyaç var.
1. A Auvinen et al. Brain tumours and salivary gland cancers
among cellular telephone users. Epidemiology 2002 13: 356-359.
2. C Johansen et al. Mobile phones and malignant melanoma of the eye.
British Journal of Cancer 2002 86: 348-349.
3. PJ Villeneuve et al. Brain cancer and occupational exposure to magnetic
fields among men: results from a Canadian population-based case-control
study. International Journal of Epidemiology 2002 31: 210-217.