Kadınların %2 ilâ 5'inde, yani oldukça sık görülen
bu hastalığın ilk belirtileri tüylenme artışı, âdet bozukluğu ve şişmanlık...
Polikistik over hastalığı (PKOS), görece sık görüldüğü halde,
az bilinen bir hastalık. Üreme çağındaki kadınların % 2 ilâ 5'inde görülüyor.
Ama tanı konanların sayısı muhtemelen daha az.
Hastalığın belirtileri:
En sık görülen belirti, kıllanma artışı. Hastaların bir
bölümü, bu artışın nedenini araştırıp "polikistik over sendromu" tanısı
alırken, bazısı da, nedenini araştırmadan çeşitli yollarla bu tüylerden
kurtulmaya çalışmaktadır.
İkinci sıradaki sık belirti, âdet bozukluklarıdır. Kiminde
âdet kanamalarının şiddeti artar, kiminde zamansız kanamalar olur, kiminde
âdet düzeni bozulur, kimiyse hiç âdet görmez. Bu rahatsızlıktan muzdarip
olanları en sık doktora götüren neden, âdet görememektir. Âdet göremeyenlerin
çoğunda, âdet normal yaşta başladığı halde, sonradan kesilir. Ama az sayıda
hiç göremeyenler de vardır. Tabii, PKOS'lu hastaların bir bölümünün hiçbir
âdet sorunuyla karşılaşmadığını da not etmek gerekir.
Üçüncü sıklıktaki belirti, kilo fazlalığı ve şişmanlıktır.
Hastaların yaklaşık yarısı şişmandır.
Daha seyrek olarak kısırlık, vücutta erkeksi değişiklikler
ve erişkin tipi şeker hastalığına yatkınlık görülmektedir.
Hastalığın bir belirtisi sayılmasa da, uzun dönemde, hormonal
dengesizlik sonucunda, rahim ve meme kanseri riski artmaktadır. Bu yüzden,
PKOS'lularda, 35 yaşından sonra mammografi ve rahimden histopatolojik
inceleme önerilir.
Hastalığın nedeni:
Ne yazık ki, hastalığın nedeni hâlâ tam bilinmemektedir.
Ama özellikle iki şeyin üstünde durulmaktadır: Şişmanlık ve fazla miktarda
erkeklik hormonu. Hastalığın ortaya çıkışını muhtemelen, bu ikisinin birlikteliği
kolaylaştırmaktadır.
Sağlıklı kadınlar da erkeklik hormonu üretmekteler. Bunun
belli bir miktarı aşmaması sorun yaratmaz; tersine bazı yararlar sağlar.
Ama belli bir düzeyin üstüne çıkması, istenmeyen sonuçlar verir. Gerçekten
hayranlık verici, dinamik hassas dengelerle yürüyen kadın peryodu bozulur;
bu bozulma âdet düzenine ve yumurtlamaya yansır. Artan erkeklik hormonu
tüylenmeye ve erkeksi vücut değişikliklerine yol açar.
Şişmanlık, hem tek başına, hem de aşırı erkeklik hormonu
üretimiyle birlikte olaya neden olabilmektedir. Erkeklik hormonu androjen,
yağ dokuda dişilik hormonu östrojene dönüştürülür. Aşırı androjen üretimi
ile yağ doku fazlalılığı bir araya geldiğinde dönüşüm "zamansız" ve "aşırı"
hale gelir ve cinsel peryodu yöneten düzenleyici hormonların (FSH ve LH)
yanlış karar almalarına yol açar. Sonuçta peryodun düzeni alt-üst olmaktadır.
Yağ dokusu ne kadar fazlaysa, yani ne kadar şişmansanız ve dönüşebilecek
yeterince erkeklik hormonunuz varsa, düzenin bozulma şansı da o ölçüde
artmaktadır.
İşin kötüsü, düzenleyici hormonlardan birinin aldığı yanlış
kararla, erkeklik hormonu üretiminin sürekli pompalanması; böylelikle
oluşan kısır döngüyle, bozukluklar zincirinin tırmanarak devam etmesidir.
Hastalığın tedavisi:
Tedavide yapılması gereken şey, yukarıda sözünü ettiğimiz
kısır döngünün kırılmasıdır. Bu bağlamda da ilk akla gelen ve her hastada
mutlaka düşünülmesi gereken, zayıflamadır. Zayıflama, dişilik hormonuna
aşırı dönüşümü azaltacak, bu da düzenleyici hormonların yanlış karar almasının
önüne geçecek; sonuçta, bir yandan aşırı erkeklik hormonu üretimi azalacak,
bir yandan da, yumurtlama başarılacaktır.
Zayıflamanın en önemli sonuçlarından biri, özellikle sağlıklı
beslenme ve uygun egzerisizlerle gerçekleştirildiğinde, şeker hastalığına
dönüşüm riskinin ortadan kalkmasıdır.
Hastanın gebelik isteyip istememesi, düzenli âdet görmeyi
ne ölçüde önemsediği, tüylenme sorununa yaklaşımı ve tıbbî durumuna göre
çeşitli ilaçlar kullanılabilir ve müdaheleler yapılabilir.
Sonsözler:
-
Aşırı tüylenmeden yakınıyorsanız, tıraş, epilasyon
gibi çeşitli yöntemlerle yok etmeye çalışmadan önce, altta yatabilecek
hormonal nedenler yönünden tıbbî yardım almalısınız.
-
Polikistik over tanısı almışsanız, doktorunuz, ilaç
yazma ve operasyon planlama telaşıyla unutsa bile, zayıflamayı gündeminizin
başına oturtmalısınız.
Bedensel, ruhsal ve sosyal mükemmel sağlık dilekleriyle...