dr. pozitif
daha sağlıklı • daha ince
daha genç • daha mutlu
ana sayfa
biz kimiz?
zayıflayalım
besinler
hareketlenelim
sigarasız hayat
hastalanmayalım
gerçekten mi?
haberler
sağlık‑ölçer
gülelim
fat burning calculator
ücretsiz abone olun
bu sayfayı arkadaşıma gönder
ana sayfa
biz kimiz?
zayıflayalım
besinler
hareketlenelim
sigarasız hayat
hastalanmayalım
gerçekten mi?
haberler
sağlık‑ölçer
gülelim
fat burning calculator
___________________________
ücretsiz abone olun
bu sayfayı arkadaşıma gönder
İltihaba karşı steroid olmayan (NSAİ) ilaçların yan tesirleri
İltihaba karşı steroid olmayan (NSAİ) ilaçların yan tesirleri
Dr Ömer Dönderici
21.07.2015

NSAİ ilaçların en bildik ve belki de en önemli yan tesiri mide-bağırsak sisteminedir. Hazımsızlık, ülser ve mide kanamasına sebep olabilirler. Mide kanamasının en önemli sebeplerinden biridir. NSAİ ilaçlar, aralarında büyük farklılıklar göstererek, bu riski kontrollara göre 2-14 kat kadar artırır. Özellikle mide veya oniki parmak bağırsağı ülseri teşhisi almış, daha önce mide kanaması geçirmiş, midesinde Helikobakter pilori denen mikrobun saptandığı, 60 yaşın üstündeki kişilerde risk yüksektir. Bu ilaçlarla birlikte kortizon/steroid, kanın pıhtılaşmasını azaltan, kanı sulandıran –Aspirin, Varfarin (Coumadin), Klopidogrel (Plavix, Karum, Pingel…) gibi- ilaçlar veya SSRI grubundan depresyon ilaçlarının (Sitalopram: Ciram, Celexa, Citox…, Esitalopram: Cipralex, Esertia…, Fluoksetin: Prozac, Seronil…, Paroksetin: Paxil, Seroxat…, Sertralin: Lustral, Zoloft…) kullanılması; alkol ve sigara da riski artırmaktadır. NSAİ ilaçlar ayrıca yutak, ince bağırsak ve kalın bağırsakta da hasarlanma ve iltihaba neden olabilmektedir.

Aspirin dışındaki NSAİ ilaçların bir başka önemli yan tesiri kalp ve damarlar üstünedir. Kalp krizi (miyokart enfarktüsü), inme (strok), ölüm riskini artırmakta; kalp yetmezliğini ağırlaştırabilmekte, tansiyonu yükseltebilmektedir. Ayrıca, bu grup ilaçlar, çoğu kalp ve damar hastasının kullandığı düşük doz aspirinin olumlu tesirini bozabilme riski taşır. Bu yan tesirlerin ortaya çıkışı için illa uzun süre kullanmak gerekmediğinin söylenmesi, konunun önemini artırmaktadır. Kalp ve damar sistemine yan tesir dozla artar. Düşük dozlarda risk artışı %20 civarındayken, yüksek dozlarda %50'leri bulur. Araştırmalar, NSAİ ilaçların genel olarak fazladan binde 2-8 oranında kalp ve damar hastalığına yol açtığını gösterdi. 

Bir başka önemli yan tesir böbrekleredir. Böbrek yetmezliğine sebep olabilir, tansiyonu artırabilir, vücutta su toplanması yani ödem oluşmasına neden olabilir, kanda potasyumu yükseltip sodyumu düşürebilir. Bu riskler zaten böbrek yetmezliği olanlarda, kan kalsiyumu yükseklerde, her hangi bir sebepten vücut sıvısı eksilenlerde daha fazladır. Ayrıca kalın bağırsak, meme ve prostat kanser riskini azaltmasına rağmen böbrek kanseri riskini artırabilmektedir.

Saydıklarımız sıkça görülen ve daha fazla önemsenen yan tesirlerdir. Ama yan tesir bunlarla sınırlı değildir. Daha seyrek görülmekle birlikte, daha pek çok yan tesiri vardır.

Tüm ilaçlara olduğu gibi bu grup ilaçlara karşı da alerji ve alerjinin şiddetli hali diyebileceğimiz anafilaksi görülebilir. Kurdeşen (ürtiker) yanında, toksik epidermal nekroliz, Stevenson-Johnson sendromu ve psödoporfiria denilen cilt hastalıklarına yol açabilir. Gözün dış saydam tabakası olan korneada kristaller ve şişme (ödem) nadir bir başka yan tesirdir.

Karaciğer testlerinden transaminazlar dediğimiz ALT, AST ve GGT’de yükselmelere sebep olabilir. Bu risk Sulindak’ta fazladır. Diklofenak içerenlerde de karaciğer hasarı saptandığı bildirilmiştir. İyi haber, karaciğer yetmezliği ihtimalinin beklenmeyişidir.

Bu grup ilaçlardan çoğu kan pıhtılaşmasına yardım eden trombosit veya platelet dediğimiz kan pulcuklarının işlevini bozduklarından, buna ilişkin sorun yaşayanların kullanmamaları uygun olur. Fenilbutazon ve indometasin içerenler kemik iliği yetersizliğiyle “aplastik anemi” şeklinde kansızlığa sebep olabilir.

Akciğeri olumsuz etkileme şansı az da olsa vardır: Soluk yolu darlığı sorunu yaşayanlarda bu yakınmayı artırma ve zatürremsi değişikliklere neden olması mümkündür.

Özellikle İndometasin kullanan yaşlılarda bilinç bozukluğu ve psikolojik sorunlar görülebilmektedir. Sistemik lupus eritematozus dediğimiz rahatsızlığı olanlarda Naproksen, İbuprofen, Ketofen, Flurbiprofen, Oksaprozin grubu kullanıldığında –mikropsuz- bir çeşit menenjit gelişebildiği bildirilmiştir. Salisilatlar yüksek dozda kullanılırsa kulak çınlaması görülebilmektedir.

Bu grup ilaçların kırığın kaynamasını geciktirdiği iddia edildiyse de kanıtlanmış ve kabul görmüş değildir.

NSAİ denilen ağrı kesicilerin ülser, mide kanaması, kalp krizi, inme, kalp yetmezliği ve tansiyonu ağırlaştırma, böbrek yetmezliği gibi hem önemli, hem de sık görülen yan tesirleri vardır.

Gebelerde ilk ve ikinci üç aylarda kullanımında çok büyük sorunlar bildirilmedi. Ama gebeliğin son üç ayında, özellikle 30. hafta sonrası kullanımı, aort ile akciğer atardamarını birbirine bağlayan duktus arteriozus denen kanalın erken kapanmasına yol açabilmektedir. Bu grup ilaçlar anne sütüne çok az miktarda geçmektedir. Bu yüzden çok büyük sorunlara yol açması beklenmemektedir. Yine de mecburiyet yoksa ne gebeler, ne emzirenler NSAİ ilaç kullanmasalar daha iyi olur. Gebeliğin son üç ayı için bu çok daha önemlidir. Ancak, -çeşitli sebeplerden- doktorların tavsiye ettiği düşük doz aspirinin, hem gebelik, hem emzirme sırasında alınabileceği söylenmektedir. 

 

 

| yukarı |
 Kapat   X  dr. pozitif'e kaydolun- gökkuşağı

dr. pozitif'e ücretsiz kaydolun. Daha sağlıklı, daha ince, daha genç, daha mutlu olma yolunda gelişmeleri, yenilikleri size haber verelim.



Veya aşağıdaki formu doldurup Kaydet düğmesine basın
Adınız:
Soyadınız:
E-Postanız:
ana sayfa
biz kimiz?
zayıflayalım
besinler
hareketlenelim
sigarasız hayat
hastalanmayalım
gerçekten mi?
stres
sağlık‑ölçer
gülelim
fat burning calculator
___________________________
ücretsiz abone olun
bu sayfayı arkadaşıma gönder