Meme kanseri önemli bir sorundur.
Meme kanseri kadınların önemli sağlık sorunlarından biridir. Hem sıklıkta, hem de ölümcül kanser sıralamasında ikinci sıradadır.
Kadınların ömür boyu meme kanseriyle karşılaşma olasılığı 35 yaşında %12,6 olup yıllar içinde aşamalı olarak azalır ve 85 yaşında %1,4’e kadar geriler. Bir başka deyişle yaklaşık olarak 35 yaşında birinin ömür boyu meme kanseriyle karşılaşma ihtimali dokuzda bir kadardır (bakınız grafik).
Sonraki 5 yılda meme kanseriyle karşılaşma riski, 35 yaşında %0,3 iken yıllar içinde tedricen artıp 70 yaş civarında %2,2 ile doruk noktasına erişir, sonra tekrar azalıp 85 yaşında %1,4’e iner (bakınız grafik).
Meme kanserinden ölme ihtimali, 2010 yılında yüzbinde 22 civarında saptanmıştır.
Meme kanser riski herkeste aynı değildir.
Tüm kadınlarda meme kanseri riski aynı oranda değildir.
- Bazı aileler bu yönden daha şanssızdır. Bu ailelerde meme, yumurtalık ve karın zarı kanserine yatkınlık vardır. Birinci derece yakınlarında (anne, kız, kız kardeş) meme kanseri olanlarda meme kanseri riski 2,14-3,84 kat daha fazladır. Bu ailelerin bir bölümünde test yapıldığında BRCA1/BRCA2 zararlı genleri saptanır. Bu genleri taşıyanlar ortalamaya göre meme kanserine 3-7 kat daha fazla yakalanır. Bu genlere sahip birinin ömür boyu rahim ve meme kanseriyle karşılaşma riski %85’e çıkar.
- Östrojen hormonuna ömür boyu maruz kalma süresi ve miktarındaki artış meme kanser riskini artırmaktadır.
- Bu yüzden âdet başlama yaşı 12’den önce olanlar, 14’ten sonra olanlara göre 1,5; 55 yaşından sonra menopoza girenler, 45’inden önce menopoza girenlere göre 2 kat daha fazla riske sahiptir. İlk âdetin, kız çocuğunun vücudundaki yağ seviyesinin %17’ye ulaşmasıyla gerçekleştiği kabul edildiğinden, kız çocuklarının kilosunun da bir risk faktörü olduğunu söyleyebiliriz. Doğum kontrol hapı kullanılması ve östrojen destek tedavisi yapılması da riski %7-20 kadar artırabilmektedir. İlk doğumun 30’undan sonra yapılması veya hiç doğurmamak da riski artırmaktadır.
- Buna karşılık meme kanseri riski 16 ay ve üstünde emzirme süresine sahip olanlarda %27, 35 yaşından önce yumurtalıkları alınanlarda %70, 5 ve daha fazla çocuk doğuranlarda %29 daha azdır.
- Şişmanlarda östrojen seviyesi, normal kilolulardan %40 kadar daha yüksektir. Bu meme kanser riskini 2,5 kat artırır.
- Hareketsizlerde, östrojen hareketlilere göre %25 kadar daha yüksektir. Bu fit olmayanlara göre meme kanserinin, orta fitliktekilerde %35, hayli fitlerde %50 daha az olmasını sağlar.
Toplumda ortalama her 9 kadından birinin meme kanseriyle karşılaşma riski vardır. Bu risk bazı ailelerde ve östrojene daha fazla maruz kalanlarda daha da yüksektir.
- Riski etkilemede yaşın önemi büyüktür. Bundan taramayı konuşurken daha geniş bahsedeceğim.
- Mammografi sırasında meme yoğunluğunun yüksek saptanması halinde kanser riski 1,8-6 kat daha fazladır. Bir sebepten meme biyopsisi yapılmışsa, -kanser saptanmamış olsa da- biyopsi sonucuna göre riskin 1,7-3,7 kat arttığı bildirilmiştir.
- Meme kanseri riskini etkileyen bazı başka faktörler de vardır:
- Günde 2-5 kadeh alkol almak riski %40 kadar artırır.
- Düzenli egzersiz yapanlarda risk %30 kadar daha azdır.
- Menopozdan sonra şişmanlık, riski %37 kadar artırabilmektedir.