Gebelik şeker hastalığının (gestasyonel diyabetin) hem anne, hem de bebek için gerek doğum olayı sırasında, gerekse ileriki yaşamlarında önemli sorunlarla karşılaşma olasılığı nedeniyle bu durumun tanınması, ortaya çıkarılması ve buna dönük tedbirler alınması önemlidir. Risk ihtimalinin hiç te düşük olmadığı da göz önüne alınınca konunun önemi ortadadır.
Erken tanıma, gebeliğin daha yakından izlenmesi, doğum işleminin daha iyi koşullarda yapılması konusunda duyarlılığı artırır. Daha önemlisi, hem beslenme, egzersiz gibi müdahalelerle yukarda sıraladığımız risklerin büyük ölçüde bertaraf edilebilmesi; edilemeyenlerde ağızdan alınan şeker ilaçları yada insülin tedavisi ile tedavi imkânının bulunmasıdır. Keza, bu tanı, hem anne, hem de bebeklerinin, daha ileriki yıllarda şeker ve şekere bağlı sorunlar yaşamama konusundaki motivasyonlarını artıracak; muhtemelen yaşam tarzlarına daha fazla özen göstereceklerdir.
Tanı konmasını önemli kılan bir başka nokta, çoğu durumda hastalığın açık-seçik belirti vermeyişi, bir bakıma sinsi seyridir. Bu yüzden gebenin şikâyetini beklemek, tanıda gecikmeye ve geri dönülmez sorunlar yaşanmasına neden olabilecektir.
***
Gebelik şeker hastalığının (gestasyonel diyabetin) tanısı için, çağdaş tıp üstünde herkesin ittifak ettiği bir yol haritası geliştirmiş değildir. Ama ya herkese yada yüksek riskli olanlara “şeker yükleme testi” yapılması, esas stratejidir.
Şeker yüklemesi (oral glikoz tolerans testi, OGTT), vücudun en çok kullandığı şeker olan glikozun suda eritilip gebeye içirilmesi; sonra da belli aralıklarla kanından şekerine bakılması yoluyla gerçekleştirilir. Birazdan bu testin farklı şekillerini paylaşacağız. Testler için en uygun zaman gebeliğin 24-28. haftalarıdır. Ama çok yüksek risklilerde, daha erken dönemde, 16-18. haftalarda testin yapılıp hastaların erkenden ortaya çıkarılması; normal çıkanlarda 24-28. haftalarda testin tekrarlanması önerilmektedir.
-
Tanı koymada, en çok kabul gören görüşlerden biri, risk durumuna bakmadan tüm gebelere şeker yükleme testinin yapılmasıdır. Bunu savunanların hareket noktası, daha önce saydığımız riskli annelerde (Bkz: GEBELİK (HAMİLELİK) SIRASINDA ŞEKER HASTALIĞI (GESTASYONEL DİYABET) RİSKİ ) gebelik şeker hastalığı riski daha yüksek olmakla birlikte, bu risk faktörlerinden hiç birini taşımayan (risksiz gibi görünen) annelerde de hastalığın %2.7-20 gibi hayli yüksek oranlarda saptandığı bilgisidir. Bu görüştekiler, en az 8 saatlik açlık sonrası 75 gram glikozla testin yapılıp açken ve glikoz içirdikten 1 ve 2 saat sonra kanda şekere bakılmasını; bunlardan birinin tanımlanan sınırı (Bkz Tablo) geçmesi halinde, tanı konmasını savunur.
-
Bir başka görüş, gebeleri iki aşamalı bir testten geçirmektir. Buna göre, yine tüm gebelere, açlık-tokluk durumuna bakmadan, 50 gram glikoz içirip 1 saat sonra kan şekerine bakılır. Ölçümü 130 mg/dL’nin altında çıkanlara artık bir daha test yapmadan “gebelik şeker hastalığı riskinin olmadığı” söylenir. Ama anlatılan tarama testiyle ölçümü 130’un üstünde çıkan “riskli gebelere” bu kez, kesin tanı koyabilmek amacıyla ikinci bir test yaptırılır. Bunun için en az 8 saatlik açlık sonrası 100 gram glikoz içirilir; açken ve glikoz içirdikten 1, 2 ve 3 saat sonra kanda şekere bakılır. Bunlardan ikisinin tanımlanan sınırı (Bkz Tablo) geçmesi halinde, gebelik şeker hastalığı tanısı konur. 50 gram testi için sınırı 130 yerine 135 veya 140 mg/dL şeklinde kabul edenler de vardır. Ama 130 ile testin duyarlığı %88-99 iken, 140 mg ile %70-88 saptanmış olduğundan sınır olarak 130 mg/dL’nin kabulü daha doğru gibi görünmektedir.
-
Bir üçüncü görüş te, gebelerin takip eden hekimler tarafından kişi bazında değerlendirilip, risk olasılığına ve kişisel tercihlere göre karar verilmesidir. Kararda şimdiye kadar yazdıklarımız çerçevesinde, kişi bazında farklı seçimler yapılabilir. Son dönemde bu yöne doğru bir eğilim vardır.
Kimi gebeler yoğun şekerli suyu içmekte veya tolere etmekte zorlanır. Bunlar için, pratikte pek başvurulmasa da glikoz damardan verilerek de test yapılabilir. Bir başka seçenek, glikoz yerine –kişisel tercihe göre- eşdeğer miktarda şekerleme, meşrubat gibi karbonhidratlı bir menüyle testin gerçekleştirilmesidir.
Şeker yükleme testi dışında, açlık kan şekerinin de kararda rehberlik yapabileceği ileri sürülmüştür. Buna göre,
-
85 mg/dL’nin altı risksiz sayılıp yükleme testi yapılmayabilir.
-
126 mg/dL’nin üstü açıkça şeker hastalığı olarak kabul edilir.
-
92-125 mg/dL arasındakiler gebelik şeker hastalığı (gestasyonel diyabet) kabul edilip bunlara da test yapılmayabilir.
Kanımızdaki alyuvarların şekere bulanma derecesini ölçen ve –alyuvarların ömrüne karşılık gelen- yaklaşık son 3 aydaki şeker durumunu yansıtan glikolize hemoglobin (HbA1c) ölçümü, gebelik şeker hastalığı (gestasyonel diyabet) tanısında çok fazla kullanılmamaktadır.