dr. pozitif
daha sağlıklı • daha ince
daha genç • daha mutlu
ana sayfa
biz kimiz?
zayıflayalım
besinler
hareketlenelim
sigarasız hayat
hastalanmayalım
gerçekten mi?
haberler
sağlık‑ölçer
gülelim
fat burning calculator
ücretsiz abone olun
bu sayfayı arkadaşıma gönder
ana sayfa
biz kimiz?
zayıflayalım
besinler
hareketlenelim
sigarasız hayat
hastalanmayalım
gerçekten mi?
haberler
sağlık‑ölçer
gülelim
fat burning calculator
___________________________
ücretsiz abone olun
bu sayfayı arkadaşıma gönder
GEBELERDE ŞEKER YÜKLEME TESTİ ZARARLI MI?
GEBELERDE ŞEKER YÜKLEME TESTİ ZARARLI MI?
Dr Ömer Dönderici
08.01.2015

Gelelim, bu yazıyı yazmamıza vesile olan, şeker yükleme testinin zararlı olup olmadığına… Girişte de belirttiğim gibi, Canan Karatay “Kesinlikle yapılmaması lazım; anneyi de zehirliyor, bebeğini de…”şeklinde, hayli ses getiren bir çıkış yaptı. O yüzden daha çok onun söylemleri üstünden değerlendireceğim.

En başından, aşırı karbonhidratın, dolayısıyla şekerin zararlı olduğu; şişmanlığın şeker hastalığına çanak tuttuğu -Canan Hanıma ait olmayan- tıbbın eskiden beri kabul edegeldiği, şu anda da kabul görmeye devam eden bir bilgidir. Bu yüzden bunların tartışmasını yapmaya gerek yok. Gebelikte şeker hastalığı riski nedeniyle, tüm annelerin zaten dikkat etmesi, aşırı karbonhidrattan kaçınması ve egzersiz yapması önerisi de aynı şekilde, tıbbın da önerisidir.

Ne var ki, şeker hastalığı olup olmadığının anlaşılması için test yapılmasına “kesinlikle” ihtiyaç olmadığı; “gebelerin bunu katiyen yaptırmamaları gerektiği” fikrine katılmak zor. “Bunun herkese yapılmasına gerek yoktur” deseydi, kabul edilip tartışılabilir olurdu.

  • Gebelik şeker hastalarının, zaten bu yönden sorunlu oldukları düşüncesi kısmen doğru (“elverişli toprak”). Ama kimlerin bu sorunla karşılaşacağını önceden kestirebilecek güvenilir bir risk değerlendirmesi mevcut değil. Daha önceki bölümde, hiçbir risk faktörü olmayanlarda, normal kilolu, hatta zayıflarda bile gebelik şeker hastalığı gelişebildiğini konuşmuştuk.

  • Canan hanımın tanı için alternatif olarak önerdiği “kanda insülin ve trigliserit bakılması”, gebelik şeker hastalığı tanısında genel geçerliği olan bir yöntem değildir. Kan şekeriyle birlikte bakılıp, buna göre değerlendirilmesi koşuluyla insülin ve trigliserit ölçümleri, “insülin direnci” için yol gösterici olabilir. Ama ne yazık ki, tanı koymadaki değeri sınırlıdır. Keza, ultrasonla bebeğin aşırı büyüdüğünün görülmesi yoluyla tanı konması, iş işten geçtikten sonra teşhis anlamına gelecektir.

  • Herkesin diyetine ve egzersiz yapmaya dikkat etmesinin sorunu çözmeye yeteceği düşüncesi de ne yazık ki tümüyle doğru değil. Evet, gerçekten gebelik şeker hastalarının (gestasyonel diyabetlilerin) %80-90 kadarında diyet ve egzersiz sorunu çözebilir. Ama diyet ve egzersize rağmen sorunu çözülemeyen, ağızdan alınan veya insülin şeklinde uygulanan ilaçlara ihtiyaç gösteren %10-20 kadarlık bir dilim vardır ki, bu son derece önemlidir.

  • Aslında çoğu kişi, kilonun zararlarını bilmesine rağmen –sağlık açısından getireceği olumsuzlukları bile bile- sağlıksız beslenmeye ve yeterince hareket etmemeye devam etmektedir. Ancak, bir hastalık tanısının konması, hele de bu hastalığın getireceği riskler yüksekse ve bu risklerin yakın zamanda gerçekleşmesi söz konusuysa, hastalar, uyarıları daha fazla dikkate alıp, önerileri gerçekleştirme konusunda daha gayretli davranmaktadır. Şeker yükleme testi yapılarak “gebelik şeker hastalığının (gestasyonel diyabetin) olduğunun söylenmesi, gebenin (ve takip eden hekim ve sağlık kuruluşunun) soruna çok daha duyarlı olmasını sağlayacaktır 

 

Şeker yükleme testinin hem anne, hem de bebek için zehir etkisi gösterdiği düşüncesi de hayli spekülatiftir:

  • Güncel tıp kaynaklarını taradığımda, sağlıkla ilişkili, şeker yükleme testine ilişkin zarar hanesine yazılabilecek tek şey olarak, gebelerdeki psikolojik yükünü gördüm. Sağlıkla ilgili olmayarak, getireceği işgücü kaybı ve maliyetini tartışan, maliyet etkinliği (cost effectivity)’ne yönelik bir yazıya rastladım. Onda da testi yaptırmanın getireceği maliyetin, yaptırmamanın getireceği maliyetten daha fazla olacağı kanaatine varılmıştı. Ancak maliyet etkinlik çalışmalarının, ülkelere göre değiştiğini not etmek gerekir. Ülkemiz için yapılmış bir çalışmaya rastlamadım.

     

  • Şeker yükleme testinde verilen şeker (karbonhidrat) miktarının 50-100 gram arasında değiştiğini, daha çok 75 gramın kullanıldığını görmüştük. 100 gram çikolatalı bisküvi ve sade kekte yaklaşık 67, kadayıfta 65, beyaz çikolatada 54 gram karbonhidrat olduğunu düşünürsek, verilen şekerin, günlük yaşantımızda da alabileceğimiz miktarlar olduğunu söyleyebiliriz. Kaldı ki, bir gebenin günde kilo başına en az 25 Kalori alacağı ve bunun yaklaşık %40’ının karbonhidratlardan oluşması gerektiği bilgisiyle, söz gelimi 60 kilogramlık bir gebenin günde alması gereken karbonhidrat, en az 150 gram civarındadır. Bu da şeker yükleme testinde verilenin tam 2 katına karşılık gelir. Kimse bir kez (yada iki kez) bir porsiyon kadayıf yemekle şeker hastası olmaz yada karaciğeri yağlanmaz!

     

  • “Bu kadar şeker 1 kg’lık bebeğe verilir mi? İlaçlar gibi kilosuna göre verilmeli” ifadesi de gerçeği yansıtmıyor. Şeker bebeğe değil, anneye verilmektedir. Şekerin homojen dağıldığı varsayımıyla, annenin aldığı şeker, kabaca, anne ve yavrunun kilosu nispetinde yavruya geçecektir.  (Gerçekte, glikoz bebeğin tercih ettiği yakıt olup, erişkin birine göre dakikada kilogram başına 2.4 kat daha fazla tüketir ve anne karnındaki bebeğin yakıt ihtiyacının %80’i karbonhidrattan sağlanır.) Plasentanın yavru şekerine düzenleyici etkisiKaldı ki, anneden bebeğe besinlerin geçişinde, yavrunun genetiği, plasental kan akışı ve plasentadan transfer, annenin beden bileşimi gibi daha pek çok faktör etkilidir. Özellikle plasenta, yavrunun şeker yoğunluğuna göre şekeri kendine ayırır veya yavruya yöneltir. Yani plasenta bir nevi tampon gibi davranır. (Bkz Şekil).

     

  • Annede şeker çok yükseldiğinde, elbette bebek bundan etkilenir. Bu iki şekilde gerçekleşir. İlki, -gebeliğin 10-16. haftasından başlayarak- yavrunun insülininin devreye girmesi ve şekerin (ve diğer ana besinlerin) yavrunun hücrelerine sokularak düşürülmesidir. Gebelik şeker hastalığının zararı temelde, yüksek şekerli annenin bebeğin de kan şekerini yükseltmesi; bebeğin buna daha fazla insülin salgılayarak yanıt vermesi, fazla insülinin hem şeker fazlalığını, hem de yanı sıra yağ ve proteinleri yavrunun hücrelerine –hamilelik boyunca, sürekli olarak- gereğinden fazla sokması ve bu yolla gerçekleşen irileşmedir (makrozomi). 9 aylık gebelikte, -şeker yükleme testiyle- bunun yalnızca bir kez gerçekleşmiş olmasının yavruya verebileceği büyük bir zarar yoktur! (Ömründe bir veya iki kez alkolü kaçıran birinin karaciğeri nasıl yağlanmaz; birkaç yıl içinde bir yada iki kez tıkınırcasına yedi diye kimse nasıl kilo almazsa, hiçbir bebek 270 günde bir gün aşırı şekere maruz kalmakla, insülini sürekli yüksek kalmaz yada irileşmez! Tersine, annenin gebelik şekeri olduğu ıskalanır yada yeterince duyarlı davranmazsa, daha önce sıraladığımız risklerle karşılaşması kaçınılmazdır.) Bebekte insülin yanıtına rağmen şeker yüksekliği sürerse, bu kez, ikinci bir tedbir olarak, şeker –plasenta tarafından kullanılmak üzere- plasentaya yönlendirilir.

     

  • Canan Hanım’ın, “birçok gebenin şekerli suyu içerken zorlanması, bulantısının ve kusmasının olmasını” zehirlenmenin işareti sayması yanlıştır. Doğru ifade, bazı gebelerin yoğun şekerli suyu tolere edememeleridir. Hoşlanmadığınız zararsız bir şeyi yutarken yada parmağınızı boğazınıza götürdüğünüzde de zehirlenmezsiniz ama kusabilirsiniz.

     

  • Canan Hanım, ironik bir biçimde, gebelik şeker hastalığının anne ve bebek sağlığı üstüne daha önce sıraladığımız (Bkz: GEBELİK (HAMİLELİK) SIRASINDA ŞEKER HASTALIĞININ (GESTASYONEL DİYABETİN) ANNE VE BEBEĞE ETKİSİ) zararlarını, sanki şeker yükleme testinin zararları imiş gibi sıralamaktadır! Oysa, tam da bu sorunlar yüzünden, test yapma gereği ortaya çıkabilir yada test yaptırmanın gerekçesi, zaten bu sorunlarla karşılaşma riskini en aza indirmektir. Canan Hanımın tavrını, uzmanlığı olan Kardiyolojiden örnekleyerek, koroner darlıktan kuşkulanılan hastaya efor testi yaptırmayıp, “gitsin, bunlarla uğraşacağına, sigarayı bıraksın, sağlıklı beslensin” önerisine; 3 ay sonra hastanın başına bir şey gelince de, “zamanında efor testi yaptırmasaydı, bu başına gelmezdi” demesine benzetebiliriz.

     

  • Canan Hanım’ın kendisine gönderilen münferit hasta yakınmalarını “genelleyerek” sunması ve doğum sonrası sık enfeksiyondan muzdarip bir bebeğin bu durumunu -hiçbir dayanağı olmaksızın- şeker yükleme testiyle ilintilendirmesi, bilimle bağdaşmamaktadır. ATV’de yaptığı bir programda doğum sonrası bebeğini kaybettiğini söyleyen bir anneye, “şeker yüklemesi yapılmış mıydı?” diye sorup, evet yanıtı alınca, ölümün nedeni olarak bunu göstermesine ise söyleyecek bir şey bulamıyorum.

     

  • Aynı şekilde, “Bana araştırma yapmış mı diyorlar. Bunun araştırması olur mu? Eskiden yoktu, yeni çıktı” savunmasının da kabul edilebilir bir yanını göremiyorum.

     

  • İşin tuhafı, itiraf etmek gerekir ki, halk Canan Hanım’a, asıl itibar etmesi gereken kişi ve kurumlardan daha fazla itibar ediyor. Bu konularda her hangi bir bilgisi olmayan halkın neden böylesi bir tercih yaptığını incelenmeye değer buluyorum. Eminim ki, bu tercihin altında yatan dinamikler, ülkenin başka sorunlarıyla ilgili de bize ışık tutacaktır.

     

  • Güncel tıp uygulayıcılarına meydan okuyup Bakanlığı göreve davet etmesi de hayli ilginç. Hastaların zarar görme ihtimallerinin yüksekliğine rağmen, gerek kolesterol ilaçları, gerekse şeker yükleme testi konusunda, bilimsel anlayışla bağdaşmadığını düşündüğüm –güncel tıp bilgisinin aksi istikamette- “keskin” ifadeler kullanması konusundaki cesaretini de kutlamak gerekiyor!

 

| yukarı |
 Kapat   X  dr. pozitif'e kaydolun- gökkuşağı

dr. pozitif'e ücretsiz kaydolun. Daha sağlıklı, daha ince, daha genç, daha mutlu olma yolunda gelişmeleri, yenilikleri size haber verelim.



Veya aşağıdaki formu doldurup Kaydet düğmesine basın
Adınız:
Soyadınız:
E-Postanız:
ana sayfa
biz kimiz?
zayıflayalım
besinler
hareketlenelim
sigarasız hayat
hastalanmayalım
gerçekten mi?
stres
sağlık‑ölçer
gülelim
fat burning calculator
___________________________
ücretsiz abone olun
bu sayfayı arkadaşıma gönder