GERÇEK "ANTI AGING", DAMAR SERTLİĞİNİN ÖNLENMESİDİR
Dr. Ömer Dönderici / dr. pozitif
Damar sertliği, tam anlamıyla günümüz insanının "baş belası"dır. Yaklaşık her iki kişiden biri, damar sertliğine bağlı hastalıklardan yaşamını yitirmektedir. Buna paralel olarak pek çok insanın yaşam kalitesini bozmaktadır.
Nasıl ki, -az ya da çok, erken ya da geç- kırışıklık başlıyor ve yıllar içinde artıyorsa, damarlar da erken yaşlardan sertleşmeye ve tıkanmaya başlıyor ve yıllar içinde daha da sertleşip daralıyor. Her ikisi, de yaşlılığın en temel belirtisidir. Ama damarlardaki değişikliklerin, cilttekinden daha yaşamsal olduğunu söylemeye gerek yok.
İki türlü yaştan söz edilir: Takvim yaşı ve biyolojik yaş. Biyolojik yaşımızın damarlarımızın yaşı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Takvim yaşımızı değiştiremeyiz ama, biyolojik yaşımızın kontrolü, önemli ölçüde bizim elimizdedir. Damar sertliği için risk faktörlerini önleyerek, önleyemiyorsak iyileştirerek geçen yıllara direnebilir, genç ve dinç kalabiliriz.
Egzersiz, damar sertliği için risk faktörlerinin (yaşlılık, yüksek LDL kolesterol, sigara, düşük HDL kolesterol, hipertansiyon, şeker hastalığı, ailede erken yaş kalp hastalığı, hareketsizlik ve kilo fazlalığı) çoğuna etkilidir: Yukarıda da belirttiğimiz gibi, HDL denen iyi kolesterolü yükselten en önemli araçtır. LDL denen kötü kolesterolün azaltılmasına katkı sağlar. Düzenli egzersiz, hem hipertansiyon, hem de şeker hastalığının önlenmesini ve varsa daha iyi kontrol edilmesi imkânını verir. Zayıflatır ve inaktiviteye son verir. Bütün bunlar, egzersizin damar sertliğini önleme ve iyileştirmedeki rolünü açıkça ortaya koyar. Bu, daha az koroner kalp krizi, daha az felç ve daha az gangren riski demektir.
Egzersizin kanın pıhtılaşma yatkınlığını azaltmasını ve sigara içme isteğini törpülemesini de, damar sertliğinin önlenmesine katkı olarak not etmeliyiz.