Günümüzde gereğinden fazla karbonhidrat tükettiğimiz konusunda neredeyse herkes hemfikir. Bu yüzden karbonhidratın azaltılması gerektiği konusunda da uzlaşma var. Ama gördük ki, karbonhidratı azaltmakla bir takım faydalar sağlarken, bazı zararlar da ortaya çıkıyor.
Sanki karbonhidratı azaltmakla sağlanan faydalarla zararlar birbirini dengeliyor gibi görünüyor: Geçen yıl, 2014’te yayımlanan, 19 usulüne uygun yapılmış çalışmanın 3.209 katılımcısının değerlendirildiği bir sistematik gözden geçirme ve meta-analizde, düşük karbonhidrat diyetiyle dengeli diyetin karşılaştırmasında, kalp ve damar hastalığı risk faktörleri açısından bir fark görülmemiş. Üstelik yalnız şeker hastaları değerlendirildiğinde de durum değişmemiş.
2012 ‘ye kadar yapılan usulüne uygun çalışmaların sistematik gözden geçirme ve meta-analizinde, 272.216 kişi arasından 15.981 her hangi bir sebepten ölümün, düşük karbonhidrat tüketenlerde %31, düşük karbonhidratla birlikte yüksek protein tüketenlerde %30 daha fazla olduğu saptanmış. Kalp ve damar hastalıkları kaynaklı ölümlerde ise, -lehte yahut aleyhte- anlamlı fark bulunmamış.
2015 yılında yayımlanan çok yeni bir araştırmada, kalp ve damar hastalıklarının başlangıcı sayılan, “endotel disfonksiyonu” dediğimiz, damarların içini döşeyen tabakanın işlev bozukluğuna karbonhidratın etkisi değerlendirilmiş. Hem gereğinden fazla karbonhidratın, hem de tavsiye edilenden düşük karbonhidrat alımının endotel disfonksiyonuna yol açtığı saptanmış. Yani karbonhidratın hem azının, hem de çoğunun zararlı olduğu bir “U eğrisi” olduğundan söz ediliyor.
O halde, sözünü ettiğimiz U eğrisinin tabanının neye karşılık geldiği, bir başka deyişle; karbonhidrat tüketimini azaltmakla zararın en aza indiği ama tüketimin aşırı kısılmasına bağlı zararın henüz ortaya çıkmadığı “optimum” tüketim seviyesinin belirlenmesine ihtiyaç var. Günümüz itibariyle, bu seviyenin ne olduğunu bilmiyoruz.
Karbonhidratı fazla tüketmek kadar, çok az tüketmenin de zararlı olduğu anlaşıldı. Uzlaşı olmasa da günlük toplam kalorinin %26-44’ünü karbonhidrattan karşılamak makulmüş gibi görünüyor.
Geçen yıl, 2014'te yayımlanan bir çalışmada, günde alınan toplam kalorinin %26-44’ünü karbonhidratlardan oluşturmanın yani “orta derecede bir kısıtlamanın” uygun olduğu bildirildi. Tipik diyette bu oranın %45-65 olduğunu, %65’in üstünün “yüksek” ve %26’nın altının “düşük” olarak nitelendirildiğini söyleyebiliriz.