D vitamini eksikliğinin kanda D vitamini (25-hidroksivitamin D: 25HVD) seviyesine bakılarak anlaşılabildiğini öğrendik. Şimdi daha önce sorduğumuz soruya geri dönerek, -genel toplum olarak- doğal yollarla aldığımız D vitamininin yetip yetmediği, ek desteğe ihtiyaç olup olmadığı sorusuna yanıt arayabiliriz.

Araştırmalar, D vitamini eksikliğinin neredeyse dünyanın her yerinde görülen, hemen herkesi tehdit etme potansiyeli taşıyan evrensel bir sorun olduğunu göstermektedir. Yaşlılarda, yatalaklarda ve kapalı ev kadınlarında risk daha da fazladır. Kilo arttıkça kanda D vitamin düzeyi düşme eğilimindedir. Bunu ayrıca tartışacağız.

Avrupa ve ABD’de yaşlılarda D vitamini eksikliğinin %50-100 arasında olduğunu gösteren pek çok çalışma bulunmaktadır.

İlginç olan, bol güneşli diye bilinen ülkelerde D vitamini eksikliğinin yaygın olduğunun saptanmasıdır:

• Ortadoğu’da sporcuların %91’inde,
• İsrail’de atlet ve dansçıların %73’ünde,
• Avustralya’da - dramatik artış gösteren cilt kanseri için güneşe karşı açılan savaşın etkisiyle- ayaktan ve yatan hastaların yazın %36’sı, kışın %58’inde D vitamini eksikliği saptandığı bildirilmiştir.