Kanserin nedenlerinden biri de bakteri ya da virüs şeklindeki mikroplardır. Bunlardan en bilinenleri; midede gastrit ve ülsere yol açtığını bildiğimiz Helikobakter Pilori, sarılığa neden olan B ve C tipi hepatit virüsleri (HBV ve HCV) ve cinsel organlar, ağız-boğaz ve anüste sorun yaratan insan papilloma virüsü (HPV)’dir.
Mikroplar hem doğrudan hücrenin genlerini etkileyerek kansere neden olabiliyor; hem de süreğen iltihap üstünden hücrelerin daha çok çoğalmasını, böylelikle de yazım hatalı (mutasyona uğramış) hücrelerin sayısını artırma potansiyeli ile kanser riskini artırabiliyorlar. Ülkelere göre büyük değişiklikler göstermekle birlikte, mikropların kanserdeki payının Dünya ölçeğinde %15-20 dolayında olduğu bildirildi.
Mikropların yol açtığı kanserlerin teselli veren yanı önlenebilir olmalarıdır. Bazı hijyen tedbirlerine dikkat ederek, cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda daha duyarlı davranarak bu enfeksiyonlarla karşılaşma riskimizi azaltabiliriz. Ama komite çok daha radikal bir önlem olarak –sizi değil ama çocuklarınızı korumak üzere- çocuklarınızın aşılanmasını öneriyor.
11. Kızlarınızı ergenliğin başlarında HPV’ye, tüm çocuklarınızı doğum sonrası HBV’ye karşı aşılatın.
İnsan papilloma virüsü (HPV), tüm Dünyada, her sosyokültürel ve her sosyoekonomik düzeyden insanlarda son derece yaygın olan bir virüstür. Cinsel olarak aktif; hem kadın, hem de erkeklerin hayatları boyu bu mikropla karşılaşma olasılığı en az %50’dir. Tek bulaşma yolu cinsel aktivite değildir; dolaylı olarak da bulaşabilir. En sık rahim ağzı (serviks), penis, kadının cinsel organının dış kısmı (vulva), vajina, makat (anüs), ağız ve boğaza yerleşir. Genellikle sessiz olduğundan çoğu fark edilmez.
Yüzden çok tipi vardır. Ama en çok 16 ve 18 numaralı tipler kanser potansiyeli taşır. Kadınlarda meme kanserinden sonra ikinci sıklıktaki kanser olan rahim ağzı (serviks) kanseri neredeyse tümüyle bu mikrobun eseridir. Makat, penis, vulva ve vajina kanserlerindeki payı da önemlidir.
HPV’ye karşı aşı geliştirilmiş ve 2006 yılından sonra kullanılmaya başlanmıştır. Ancak aşının, bu mikrobu almış olanlara yarar sağlamadığı kabul edilmektedir. Ayrıca, aşıya verilen yanıt ta ergenlikten sonra hızla azalmaktadır. Bu yüzden, ergenliğin başlarında (cinsel yaşamın başlamadığı, 9-13 yaşlarında, tercihen 12 yaş civarında) –rahim ağzı (serviks) kanseri çok sık görüldüğünden- kız çocuklarına yapılması tavsiye edilmektedir. Risk görece az olsa da, erkek ergenlere de yapılabilir.
İki tür aşı vardır. İlki tip 16, 18, 6, 11’e karşı etkili, cinsel bölge siğillerinden de koruyan- Gardasil; diğeri tip 16, 18’e karşı etkili Cervarix’tir. Gardasil, 0-2-6. Aylarda, Cervarix, 0-1-6. aylarda 3 doz şeklinde yapılır. Aşının koruyuculuğu %70 dolayındadır.
2014'ün sonlarında FDA, eski 4 tipin yanında tip 31, 33, 45, 52 ve 58'e etkili yeni Gardasil'e (Gardasil 9) onay verdi. Yeni aşının yayılımcı (invaziv) kanserler karşı koruyuculuğunun %90'lara ulaştığı belirtilmektedir.
***
B ve C tipi sarılık (hepatit) mikrobu (HBV ve HCV), karaciğer kanserine neden olabilmektedir. Aşılama ile hastalığı, dolayısıyla karaciğer kanser riskini azaltmak mümkündür.
C hepatiti için –ümit verici olduğu söylenen çalışmalara rağmen- şimdilik onaylanmış bir aşı bulunmamaktadır. Ama B hepatiti için etkili aşı vardır. Ülkemizde, -isabetli bir kararla- Sağlık Bakanlığı tarafından olağan aşı takvimine dâhil edilmiş; 0-3-9 veya 3-4-9. aylarda yapılması planlanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü, aşının ilk 24 saatte yapılmasını salık verir. Ama her yaşta yapılması mümkündür. Bulaşması HPV kadar yaygın olmadığından, B tipi sarılığın bulaşma riskinin fazla olduğu erişkinlerde de aşı uygulanabilir. Ülkemizde Engerix-B, Hepavax-Gene, Euvax B, H-B-Vax II, Genhevac-B şeklinde farklı markalar mevcuttur.
***
Mide kanserine neden olabildiği düşünülen Helikobakter Pilori; doğrudan kansere neden olmasa da, bağışıklığı zayıflatarak kansere yatkınlığı artıran AİDS hastalığı etkeni HİV, lenfoma ve geniz kanserine neden olabilen EBV konusunda komite bir öneri getirmemiştir.