dr. pozitif
daha sağlıklı • daha ince
daha genç • daha mutlu
ana sayfa
biz kimiz?
zayıflayalım
besinler
hareketlenelim
sigarasız hayat
hastalanmayalım
gerçekten mi?
haberler
sağlık‑ölçer
gülelim
fat burning calculator
ücretsiz abone olun
bu sayfayı arkadaşıma gönder
ana sayfa
biz kimiz?
zayıflayalım
besinler
hareketlenelim
sigarasız hayat
hastalanmayalım
gerçekten mi?
haberler
sağlık‑ölçer
gülelim
fat burning calculator
___________________________
ücretsiz abone olun
bu sayfayı arkadaşıma gönder
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan antropometrik ölçüm çalışmaları
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan antropometrik ölçüm çalışmaları
Dr Ömer Dönderici
Eğitim Görevlisi olarak çalıştığım günlerde, konunun önemine inandığım, karmaşık ve pahalı testler gerektirmediği ve sonuçların doğrudan halkımıza yarayacağı düşüncesiyle asistanlarıma uzmanlık tezlerini metabolik sendrom üstünden vermeyi önceledim. 
 
Bu çalışmaların bir bölümü, kiloya bağlı hastalıkların başlangıç noktası sayabileceğimiz metabolik sendromu öngörmede, Türk halkı için hangi kilo ölçümlerini esas almanın daha iyi olacağına ve bu ölçümlerin değerlendirmesine yönelikti. Bu amaçla metabolik sendromun beden boyutları (antropometri) dışındaki kriterleri olan şeker hastalığına yatkınlık, kan basıncında artış, damar sertliği yağlanması (trigliserit yüksekliği, iyi kolesterol HDL’nin düşüklüğü) unsurlarından iki ve üstü ile üç ve üstünü karşılayacak beden boyutu (antropometri) ölçütlerini değerlendirdik. “Hassasiyet/doğruluk alan taraması” (ROC eğrisi) yöntemiyle, metabolik sendromu en iyi hangisinin değerlendirdiğine baktık. Bu çalışmalar Dr Sercan Cansaran, Dr Sultan Keskin Demircan, Dr İdris Eminoğlu, Dr Fatma Gülden, Dr Süleyman Şentürk, Dr Remzi Bahşi ve Dr Meltem Şimşek tarafından gerçekleştirildi. 
 
Bu çalışmalardan elde ettiğimiz sonuçların genel değerlendirmesini özetle şu şekilde sıralayabiliriz:
 
Metabolik sendromu öngörmede gerek kadın, gerekse erkeklerde elde ettiğimiz ölçümler, beden kütle indeksi, bel çevresi, bel/kaça oranı, bel/boy oranı ve yatarken karın yüksekliğinin (sajital abdominal çapın) birbirlerine fazla üstünlükleri olmadığını ve bu ölçümlerin birbirleriyle uyum gösterdiğini sergiledi. Karın yağını daha iyi yansıtacağı umulan BKİ dışındaki testlerin, BKİ’ye üstünlüklerinin çok sınırlı kaldığını söyleyebiliriz. 
 
Parantez içinde ilk rakamlar incelenen olgu sayısını, ikinci rakamlar ortalama ROC eğrisi altı alanını (AUC) yani bir bakıma testin değerini göstermek üzere, 
  • Bel/boy oranı (BBO):  (1986; 0,769), 
  • Bel/kalça oranı (BKO): (1353; 0,766), 
  • Karın içi yağlanmasının veya “viseral” yağın ultrasonografik ölçümü (ViY): (445; 0,766), 
  • BİA ile vücut yağ yüzdesi ölçümü (VYY): (412; 0,765), 
  • Bel çevresi (BÇ): (3129; 0,752), 
  • BKİ: beden kütle indeksi (3129; 0,746), 
  • Sırtüstü yatışta karın yüksekliği veya “sagital abdominal çap” (SAÇ): (496; 0,742), 
  • Deri kıvrım kalınlığının kalipırla öcümü (DKK): (412; 0,685,), 
  • Sırtüstü yatarken enlemesine karın genişliği veya “horizontal/transvers abdominal çap” (HAÇ): (496; 0,673) 
  • Karın cilt altı yağının veya “subkutan” yağın ultrasonografik ölçümü (SkY)' nü (445; 0,604) ifade etmek üzere, farklı ölçümlerin tanı değeri grafikte gösterildi (Bakınız Grafik). 
Ankara EAH antropometrik ölçümlerin metabolik sendromu öngörmedeki etkinlikleriBu durumda BBO, BKO, ViY, VYY, BÇ, BKİ ve SAÇ ölçümlerinden hangisini kullanırsak kullanalım, halkımızın kalp ve metabolik risklerini benzer şekilde ve iyi bir hassasiyet/doğruluk oranıyla ortaya koyma potansiyeli taşıdığını söyleyebiliriz.
 
***
Ne var ki, saydığımız ölçümlerinin tümünün benzer yetkinlikte ve iyi olması tek başına bir anlam taşımamaktadır. Bu ölçümlerin her birinde hangi değerden sonra riskin başladığını ortaya koymak gerekir. Aksi hal, iyi odaklayamadığımızda iyi bir mikroskopun bir işe yaramamasına benzetilebilir. 
 
Odaklanmayı kabaca üç şekilde yapabilirdik: 
  • Riskli olanları ayırt etme yeteneğini öne çıkaran duyarlılık (sensitivite),
  • sorunun doğru ortaya konmasını öne çıkaran özgüllük (spesifite),
  • ve duyarlık ve özgüllüğün toplamlarının en iyi olduğu “optimal” durum (buradaki optimali ölçülen kişi için değil, ölçümün değeri için kullanıyoruz). 
 
Her üçüne de baktık. Ama topluma yönelik tarama testlerinde, duyarlılığı esas almanın daha doğru olacağı kanaatiyle %90 ve %95 hassasiyetle ölçümlerdeki riskli sınırın ne olacağını daha fazla önemsedik. 
 
Metabolik sendromu %90 hassasiyetle öngörme sınırı,
  • Beden kütle indeksi (BKİ) için kadınlarda 25-29, erkeklerde 23-25 kg/m2 şeklindeydi. Yani erkeklerde sağlık riskleri, kadınlara kıyasla daha düşük kilolarda başlıyordu
  • Bel çevresi (BÇ) için kadınlarda 82-94,5, erkeklerde 82-91,5 santimetre şeklindeydi. Bu kadınlarımızla erkeklerimizin bel çevresi risk sınırlarının birbirine çok yakın olduğu; sağlık risklerinin Batı normlarına göre kadınlarımızda daha geniş, erkeklerde daha dar BÇ değerlerinde başladığı anlamına geliyor. 
  • Bel/kalça oranı (BKO) için kadınlarda 0,83-0,88, erkeklerde 0,92-1,01 şeklindeydi. Bu oranların dünyada genel kabul gören oranlarla benzeştiğini söyleyebiliriz. 
  • Bel/boy oranı (BBO) için kadın ve erkeklerde birbirine yakındı ve 0.50-0.55 aralığındaydı. 
  • Sırtüstü yatışta karın yüksekliği veya “sagital abdominal çap” (SAÇ) için risk sınırı kadınlarda 13,5-14,5; erkeklerde 20,3-22,3 santimetre idi. 
Beden ölçümleri etnisitelere göre değişmektedir. Türk halkı için de herkesin uzlaştığı tanımlamalara ihtiyaç vardır.
Araştırmalar sağlık risklerinin erkeklerimizde daha düşük kilolarda ve daha düşük bel çevresi ölçümlerinde başladığını, buna karşılık kadınlarımızın riskinin daha geniş bel çevresinde ortaya çıktığını düşündürmektedir.
Çalışmalar Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvuranlardan oluştuğu için popülasyonun Türk halkını yansıttığını söylemek mümkün değildir. Ancak farklı zamanlarda farklı arkadaşlarımızın buldukları sonuçların büyük ölçüde benzeşmesi ve vaka sayılarının yüksekliği sonuçları değerli kılmaktadır. 
 
Fikir vermesi açısından saptadığımız özgüllük ve duyarlılığın toplamlarının en yüksek olduğu “optimal” kesim noktası ortalamalarını da verelim: 
  • BKİ için kadınlarda 29,7; erkeklerde 27,2 kg/m2;
  • BÇ için kadınlarda 97,4; erkeklerde 95,9 santimetre;
  • BKO için kadınlarda 0.91, erkeklerde 0.99 bulduk. 
 
Optimal rakamlar da kadınlarımızın Japonlardakine benzer şekilde, risklerinin belleri çok fazla kalınlaştıktan sonra; oysa erkeklerimizin görece daha ince belliyken bile riskli olabileceğini tekrar teyit etmektedir. Keza, metabolik riskler kadınlarımızda erkeklerdekinden daha yüksek kilolarda ortaya çıkıyor gibi görünmektedir. 
 
***
 
Gerek bizim çalışmalarımız gerekse daha önce söz ettiğimiz TURDEP ve TEKHARF çalışmaları, bilimsel araştırmalarda IDF veya NCEP ATPIII’ün ölçüm değerlerini kullandığımızda bulunacak sonuçların hatalı olacağını ortaya koymaktadır. 
 
IDF veya NCEP ATPIII ölçüm değerleriyle yapılan toplum taramaları, ABD ve Avrupa’da metabolik sendrom oranının genelde erkeklerde daha sık iken ülkemizde kadınlarda daha sık olduğunu göstermektedir. Bu, söz konusu kriterlerin bize uymadığının kanıtı sayılabilir. Bu çelişkiyi, kadınlarımızın daha fazla kilo ve daha kalın bel çevresini Batılılardan daha iyi tolere edebildiğine yorabiliriz. 
 
| yukarı |
 Kapat   X  dr. pozitif'e kaydolun- gökkuşağı

dr. pozitif'e ücretsiz kaydolun. Daha sağlıklı, daha ince, daha genç, daha mutlu olma yolunda gelişmeleri, yenilikleri size haber verelim.



Veya aşağıdaki formu doldurup Kaydet düğmesine basın
Adınız:
Soyadınız:
E-Postanız:
ana sayfa
biz kimiz?
zayıflayalım
besinler
hareketlenelim
sigarasız hayat
hastalanmayalım
gerçekten mi?
stres
sağlık‑ölçer
gülelim
fat burning calculator
___________________________
ücretsiz abone olun
bu sayfayı arkadaşıma gönder