Beden ağırlığında asıl risk unsuru olan yağın ölçümü için pek çok yöntem vardır. Bunların bir bölümü daha çok bilimsel araştırmalar için kullanılan, fazla teknik ve pahalı yöntemlerdir. Bunlardan bahsetmeyeceğim.
Günlük pratikte hem kolay, hem ucuz olduğu için kullanılan yöntemlerden biri, “biyoelektrik impedans analiz (BİA)” yöntemidir. Vücuttaki farklı dokuların -içerdikleri su oranına göre- elektrik akım geçirgenliğinin farklı olmasından yola çıkarak, hesaplamalarla yağ oranı öngörülür. Yağ ve kemik az sıvı içerdiğinden akıma daha fazla direnç gösterirken, kas ağırlıklı yağsız kütle daha iyi iletkendir.
BİA cihazlarında, bir elektrottan verilen elektrik akımı vücuttan geçirildikten sonra bir başka elektrot üstünden ölçülür; ne kadar dirençle karşılaştığına bakılarak yağ ve yağsız kütle kestirilmeye çalışılır. Piyasada klinikler için daha karmaşık ve tüketicilerin kullanabileceği daha basit seçenekler mevcuttur. Elektrotların hem el, hem ayağa bağlanması, yalnız el veya yalnız ayağa bağlanmasından daha doğru sonuçlar sağlar. Çoğu spor salonu ve diyet merkezi bu yolla yağ ölçümü yapmaktadır.
Beklendiği gibi, ölçüm sırasında vücudun içerdiği su miktarı sonucu çok etkiler. Vücut susuz kaldığında ya da vücutta su toplandığında; bir şeyler yiyip içmenin hemen sonrasında, mesane idrarla doluyken ve ölçüm öncesindeki saatlerde egzersiz yapıldığında sonuçlar sapacağından ölçüm anlamsızdır. Cihaz kalitesinden öte, ölçüm doğruluk derecesinin yüksek olduğu söylenemez. Gün içi %10’a varan farklı değerlerin ölçülmesi mümkündür.
***
Yine kolay ve ucuz bir başka yağ ölçüm yöntemi, deri kıvrım kalınlığı ölçümüdür. Vücudun tanımlanmış farklı noktalarından, derinin çimdiklenerek katlanması ve bu katlantının kalipır denen pergele benzer cihazlarla ölçülmesi; sonra da çeşitli formüller yardımıyla vücut yağ oranının tahmin edilmesine dayanır. Bireyler arası yağ dağılım farklılıkları, çok sayıda ölçümle telafi edilmeye çalışılsa da, neticede yapılan ölçüm cilt altı yağına yaslanmaktadır. Bu rakamın genel vücut yağını doğru yansıtmasının zorluğu açıktır. Kaldı ki, ölçüm, ölçenden ve kalipıra uygulanan baskının derecesinden çok etkilenir. Hatta aynı kişi farklı ölçümlerde aynı sonuca ulaşamayabilmektedir.