Artık bir
önceki bölümde söz ettiğimiz değerlendirme yöntemleri kullanılmaz oldu. Şimdi kilo değerlendirmesi deyince neredeyse tek tabanca, “
beden kütle indeksi “ (BKİ) kullanılır hale geldi. BKİ için, kilogram cinsinden vücut ağırlığınızı metre cinsinden boyunuzun karesine yani boyunuzun boyunuz ile çarpımına bölüyorsunuz. (Uğraşmamak için,
BKİ hesabı sayfamızı ziyaret edebilirsiniz).
Çıkan sonuç,
- 18,5’un altındaysa zayıf,
- 18,5 ve üstünden 25’e kadarsa normal kilolu,
- 25 ve üstünden 30’a kadarsa toplu (“overweight”),
- 30 ve üstü ise şişman (obez) kabul ediliyor.
- 30 ve üstünden 35’e kadarsa 1. derece şişman,
- 35 ve üstünden 40’a kadarsa 2. derece şişman,
- 40 ve üstü ise 3. derece şişman (morbid obez) kabul ediliyorsunuz.
Bir standart sağlaması ve tüm bilimsel çalışmalarda kullanılması, hesaplamanın o kadar zor olmayışı önemli avantajlardır. Şu ana kadar yapılan çalışmalar sağlık risklerini yansıtması açısından kötü bir ölçü olmadığını düşündürüyor. Ama BKİ kusursuz da değil:
- Gelişimini tamamlamamış, 18 yaşın altındakiler için -yukarıda tanımlanmış haliyle- kullanılmıyor; 65’in üstü için kullanılsa da hata ihtimali artıyor.
- Boy ölçümünde sapma yaratabilecek ortopedik kusurlar (omurga eğrilikleri, önemli alt üye sorunları…) sonucu saptırabiliyor.
- Organ eksikliklerinde, hesaplanan rakama, eksik organ için, “el: %0,8; önkol: %2,5; üst kol: %3,5; ayak: %1,8; bacak: %5,3; uyluk: %11,6” olacak şekilde ekleme yapmak gerekiyor.
- Kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, siroz, varis, albümin eksikliği gibi her hangi bir nedenle vücutta su toplanması, -tam tersine- ishal-kusma gibi her hangi bir nedenle vücudun aşırı susuz kalması yanlış değerlendirmelere neden olabiliyor. Gebelik ve emzirme ile felç ya da bir başka nedenle kas erimesinde de hesaplar şaşıyor.
- Boyu kısa olanlarda (>152,4 santimetre) sağlık risklerini yeterince öngördüremiyor.
Saydığımız durumlarda sonuca güvenilemeyeceğinden kullanılmaması öneriliyor.