Statinler, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma ve ölme ihtimalini azaltır. Ama hemen her ilaç gibi onların da çeşitli yan tesirleri vardır.
Bebeğe verebilecekleri zarar nedeniyle, gebelerin veya gebelik bekleyenlerin ve emzirenlerin statin kullanmaları uygun değildir. Ciddi karaciğer yetmezliği olan “dekompanze” siroz ve akut karaciğer yetersizliği hastalarının da statin kullanmaması gerekir.
***
Statinlerin en ünlü yan tesirleri kaslara ve karaciğere olumsuz etkileridir.
Statine bağlı kas hasarı şöhretine rağmen çok sık değildir. Kas ağrısından ciddi kas hasarına kadar uzanan geniş bir yelpazede görülme sıklığı %2-11 kadardır. Ciddi kas hasarı binde 5, kas hasarının böbrek yetmezliğine yol açtığı “rabdomiyoliz” dediğimiz ciddi tablo binde birden daha azdır. Daha sağlıklı bir ifadeyle, izlenen yıl başına kas hasarı onbinde bir, rabdomiyoliz dediğimiz ciddi tablo yüzbinde 3-4 kişi oranında saptanmıştır.
Kas ağrısı (miyalji) atorvastatinde, rabdomiyoliz -seyrek de olsa- rozuvastatinde daha sıktır. Doz artışı, riski hafifçe artırır. Bu çoğu ilaçta gördüğümüz, katlamalı artış değildir.
Statinin kas hasarı, kan yağlarını yoluna koymak için statinin yetmeyip, bir başka kan yağları düşürücü ilaç olan fibratlarla birlikte alındığında daha sık görülür. Risk fibratlardan Gemfibrozil (Lopid filmtab) ile daha fazladır. Fibrat kullanılacaksa Fenofibrat (Lipanthyl, Lipofen SR, Fenogal kapsül) tercih edilmelidir. Ama illa gemfibrozil kullanılacaksa, statinlerden pravastatin (veya fluvastatin) tercih edilebilir.
Daha önce söz ettiğimiz ilaç etkileşim sorunu kas hasarı için daha bir önem taşır. CYP3A4 denen bir enzimle etkileşen ilaç kullanılıyorsa pravastatin, fluvastatin, rozuvastatin ve pitavastatin tercih edilmelidir.
Greyfurt veya greyfurt suyu söz konusu enzimi baskılayarak ilacın etkinliğini 2-9 kat artırabilir. Bu simvastatin ve atorvastatinde daha belirgindir. Bireysel faktörler de çok etkiler. Ancak etkileşim günde 236 mL (yaklaşık bir su bardağı) greyfurt suyu veya birbuçuk greyfurtu aşan miktarlar için söz konusudur. Ayrıca statinle greyfurt alınması arasındaki süre 12 saatten fazlaysa, etkileşim olması beklenmez.
Kas hasar belirtileri haftalar-aylar içinde başlar, kaslar ilaç kesildikten günler veya haftalar içinde de normale döner.
Statinle alakalı kas hasarında belirtiler genelde simetriktir, bir çok kası birden ilgilendirir ve ilacın kesilmesinden sonraki iki haftada kaybolur. Şayet asimetrikse ve ilaç kesildikten bir ay sonra bile hala sürüyorsa statinle ilişkili olma olasılığı azdır.
Kas hasarını en iyi yansıtan test kanda bakılan kreatin kinaz (CK)’dır. Bu teste –elimizde bir referans değer olması yönünden- statin tedavisine başlarken bakılmasında fayda vardır. Daha sonra –sorun yoksa- takip amaçlı kontrol gerekmez. Şayet kas hasarı düşündüren adale ağrısı, kramp, tutukluk, gerginlik, halsizlik, yorgunluk gibi yakınmalar varsa kreatin kinaza ve böbreklerin zarar görüp görmediği yönünden idrarda miyoglobine bakılmalıdır.
Kreatin kinaz 10 kattan fazla artmışsa ve/veya kas hasarı klinik olarak ciddiymiş gibi görünüyorsa, statin kesilir. Klinik düzelene veya kreatin kinaz ilk bakılan referans değere dönene kadar beklenir.
Kreatin kinaz belli bir şiddetin üstündeki egzersize bağlı olarak artabildiği gibi, tiroid hormon yetersizliğinde (hipotiroidi) ve D vitamini eksikliğinde de yükselmektedir. Dahası, tiroid hormon yetersizliği, hem kan yağlarını yükseltmekte, hem de statine bağlı kas hasarını kışkırtmaktadır. Öte yandan D vitamini eksikliği giderildiğinde, kas hasar riski de azalmaktadır. Bu yüzden, statin tedavisi başlarken veya kas hasarı saptandığında, -tiroid hormon yetersizliği yönünden- TSH, D vitamini eksikliği için de 25-hidroksi vitamin D kan testlerinin yapılmasında; sorun varsa giderilmesinde fayda vardır.
Kreatin kinaz başlangıç değerlerine döndükten ve/veya klinik düzeldikten sonra, duruma göre tedaviye yeniden başlanabilir, doz azaltılabilir, bir başka statine (tercihen pravastatin veya fluvastatine) veya -kalp ve damar hastası veya eşdeğeri olanlarda (ama sağlıklı görünenlerde değil!)- bir başka kolesterol ilacına geçilir veya statine yeniden başlanmayabilir. Yeniden başlananlarda nüks olursa artık yeniden statin verilmez.
Böbrek yetmezliği, tıkayıcı solunum yolları hastalıkları (KOAH) ve karaciğer hastalıklarında da kas hasar riski artar. Koenzim Q10 (CoQ10) eksikliği kas hasarı riskini artırsa da, önleme veya tedavi için yararı gösterilmediğinden kullanılması önerilmez.
***
Statine bağlı karaciğer hasarı da şöhreti ölçüsünde sık değildir. Statin alanların %0,5-3’ünde sebat eden karaciğer enzim (transaminaz) yüksekliği saptanır. Bu enzimlerden alanin aminotransferaz (ALT) ‘da, tedavin başlarında, normalin 3 katından fazla artış, orta yoğunluklu tedavi dozlarında %1’den az, yüksek dozlarda %2-3 kadardır. Bazı çalışmalar, statin kullananlardaki sebat eden karaciğer enzim (transaminaz) yüksekliğinin, ilaç taklidi etkisiz madde (plasebo) kullananlardan farklı olmadığını ve karaciğer yetmezliği oranının statin kullananlarla genel toplumda benzer oranlarda saptandığını bildirdi. Sonuçta, statinlerin karaciğer hasarı yapıcı veya mevcut hasarı artırıcı etkileri hayli seyrektir.
Statine bağlı kas ve karaciğer hasarı şöhretleri kadar sık değildir. Bu yüzden rutin ALT ve CK takibi önerilmez. Kas hasar riski için tiroid hormon yetersizliği ve D vitamini eksikliği göz önüne alınmalıdır.
Bu nedenle “dekompanze” denilen ileri sirozlar dışındaki sirozda ve karaciğer yetmezliği hallerinde kullanımında bir sakınca yoktur. Karaciğer yağlanması (hepatosteatoz) bulunanlar da rahatlıkla statin kullanabilirler. Zaten onların kalp ve damar hastalığı riski yüksektir.
Kreatin kinazda olduğu gibi, karaciğer işlev testlerine (özellikle alanin aminotransferaz: ALT’ye), statine başlarken bakılması yeterlidir. Bir sorun olmadıkça kontrol amaçlı takibe gerek yoktur. Ancak sarılık, halsizlik, yorgunluk, uykuya eğilim, iştahsızlık, karın ağrısı gibi yakınmalar veya karaciğer büyüklüğü gibi bulgular varsa karaciğer testlerine (ALT, AST, GGT, indirekt bilirübin, protrombin zamanı…) bakılır.
ALT’de normalin üst sınırının üç katına kadar artışlarda tedavinin kesilmesi gerekmez. Ama üç katını aşarsa, -klinik tablo ve statin ihtiyacının lüzum derecesine göre- takip eden hekim statini kesebilir, bir başka ilaca değiştirebilir veya doz azaltabilir. Karaciğer işlev bozukluğunda pravastatinin tercih edilmesi önerilmektedir.