-
Her ikimizden biri, kalp ve damar hastalığı yüzünden ölecek.
-
Bu riski tümüyle önleyemesek de ihtimali azaltmak elimizde.
-
Kalp ve damar hastalıkları riskini en çok artıran nedenlerden biri, kan yağı bozuklukları: LDL dediğimiz kötü kolesterolün yüksek, HDL dediğimiz iyi kolesterolün düşük, kan yağlarından trigliseritin yüksek olması…
-
Beslenmemizin kan yağlarına etkisinin olması şaşırtıcı değil.
-
Eskiden çok yağ tüketmenin kalp-damar hastalığı riskini artırdığı düşünülüyordu. Ama şimdilerde artık bu fikir pek fazla kabul görmüyor. Şişmanlamıyorsanız, oransal olarak fazla yağ tüketmeniz çok büyük sorun oluşturmuyor. Ayrıca, yağın karbonhidratlardan (tahıl, patates ve şeker) daha fazla doygunluk hissi sağladığı kabul ediliyor. Yani yağı çok azalttığınızda doymadığınız için daha çok karbonhidrat tüketip daha az doyma riskiniz var.
-
Ne kadar yağ tükettiğinizden çok, hangi yağı tükettiğiniz (Bkz Yağları Tanıyalım) daha önemli.
-
Trans yağ (ticarî ürün yağları ve çoğu margarin…) tüketmenin zararı konusunda hemen herkes müttefik. Bunlar toplam kalorinin %1’inden bile az olmalı.
-
Omega-3 çoklu doymamış yağların (balık, ceviz, keten tohumu…) faydası konusunda da büyük ölçüde fikir birliği var.
-
Doymuş yağlar (yağlı süt ve süt ürünü, tereyağı, kırmızı et, Hindistan cevizi, hurma…) konusu tartışılmaya devam ediliyor. Bulgular, doymuş yağların zararlı olduğu yönünde. Ama doymuş yağlar azaltıldığında, doğan kalori eksikliğinin neyle doldurulduğu çok daha önemli görünüyor.
-
Doğan boşluk çoklu doymamış yağlar (balık, ceviz, keten tohumu; mısırözü, ayçiçek, kabuklu kuru yemişler) ile ikame ediliyorsa, kalp ve damar hastalığı riski azalıyor.
-
Doğan boşluk karbonhidratlarla (özellikle liften fakir, rafine, basit karbonhidratlarla {şeker, beyaz unla}) ikame ediliyorsa, kalp ve damar hastalığı riski değişmiyor yada artıyor.
-
Beslenmenin –tek bir unsura dayandırılmayıp- bir bütün olarak düşünülmesi gerekiyor. Bunu biraz daha genişleterek, sağlıklı beslenmenin, sağlıklı yaşamın diğer unsurlarıyla bir bütün olarak düşünülmesi gerektiğini söyleyebiliriz.
-
Önümüzdeki yıllarda bu bilgilerde de değişiklik olabilir. Ama, bu en hakiki mürşidin ilim olduğu gerçeğini değiştirmez.
-
Özetin özeti: Güncel tıp bilgisi, -bazılarının telkin ettiği şekilde- tereyağı, kuyruk yağı, kırmızı et, şarküteri ürünleri, tam yağlı süt ve süt ürünlerini gönül rahatlığıyla yemeye cevaz vermiyor. Ama şeker, beyaz un gibi rafine karbonhidratları az tüketme konusunda çok daha büyük çaba sarf etmeliyiz. Sıvı yağları tercih etmeli; balık, sebze, meyve, kabuklu kuru yemiş, lif, yağsız süt ve süt ürünü tüketimini artırmalıyız. Çay, kahve ve makul miktarda alkol ile çikolata da faydalı gibi görünüyor. Ve de kilomuza çok dikkat etmeliyiz…