“Geçmişten günümüze D vitamini” bölümünde, kuzey ülkeleri ve kışın daha çok görülen tip 1 şeker hastalığı ve beyni ve omuriliği tutan “multipl skleroz (MS)” hastalığının D vitamini ile ilişkilendirildiğini söylemiştik. Bunların her ikisinin de, vücudumuzu yabancı ajanlara karşı koruyan bağışıklık sisteminin (yada bekçi köpeğimizin), kendimize saldırması (köpeğimizin kendi sahibini ısırması) şeklinde “otoimmün” dediğimiz hastalıklar olduğu anlaşıldı.
Daha sonra D vitamini almaçlarının (reseptörlerinin) bağışıklık sisteminin pek çok hücresinde saptanması ve bu almaçlara sahip olmayan (VDR’siz) farelerde çeşitli otoimmün hastalıkların ortaya konması, bu hastalıklarla D vitamini arasındaki ilişkinin araştırılmasına yol açmıştır.
Tüm çalışmalarda olmasa da, çoğu çalışmada; yeni tanı alan tip 1 şeker (tip 1 diyabetes mellitus: DM1) hastalarının, sağlıklı kontrollere oranla daha düşük kan D vitamini (25HVD) seviyelerine sahip olduğu görüldü.
Ancak bir çalışmada, DM1 hastalarındaki kanda D vitamini düşüklüğünün, genetik olarak D vitamini düşüklüğüne yatkınlıktan kaynaklandığı saptandı.
D vitamini, bağışıklık sisteminin sahibine saldırması (otoimmün hastalıklar) ile ilişkili bulunmuş ve pek çok çalışma yapılmıştır. Ancak sonuçlar tutarlı değildir.
Bebeğe yapılan D vitamini takviyesi tip 1 şeker hastalığı riskini azaltıyor gibidir.
Biri 2008, diğeri 2013 yılında yapılan ve bilimsel yöntemlere uygun yapıldığı düşünülen çalışmaların ortak değerlendirildiği iki farklı sistematik gözden geçirme ve meta-analizde, -annenin D vitamini düzeyi etkilememekle birlikte- bebeğin yaşamın başlarında D vitamin desteği almasının tip 1 şeker hastalığı gelişmesi ihtimalini %29 oranında azalttığı her iki çalışmada da saptandı (1 ve 2). Hem tip 1 şeker hastalığına yakalanma ihtimalini azaltmak için doğum sonrası; hem de bağışıklık sistemini olumlu yönde etkilemek için hastalık tanısı alınır alınmaz D vitamini desteği yapılması önerildi.
İnsanda D vitamininin beyni ve omuriliği tutan ve çok farklı tablolara yol açabilen “multipl skleroz (MS)” hastalığına iyi geldiği konusunda hayli çalışma yapılmış; bazısı hastalığın tekrarlama (nüks) sıklığında azalma, manyetik rezonans (MRI) görüntü bulgularında olumlu sonuçlar göstermesine karşın, olumlu bulanlar kadar fayda sağlamadığını bildiren çalışmalar yayımlanmıştır. Cochrane gözden geçirmelerinde, mevcut çalışmalarla, D vitamin desteğiyle multipl sklerozun önlenebileceğine ilişkin yeterli veri olmadığı dile getirilmiştir.
Ayrıca yine otoimmün hastalık olduğu düşünülen iltihaplı barsak hastalığı (kolitis ülseroza, Crohn), sistemik lupus eritematozus (SLE), romatoit artrit, ankilozan spondilit, skleroderma, otoimmün tiroidit, vitiligo gibi çeşitli hastalıkların D vitamini ile ilişkisi araştırılmış; ilişki bulan ve bulmayanlar olmuştur.
D vitamini, astım, egzema gibi alerjik hastalıklarla da ilişkilendirilmiş. Ama tutarlı sonuçlara ulaşılamamıştır.
Merak edenler bu konuda yapılmış bazı çalışmaların özetine bakabilirler (D vitaminin bağışıklık sisteminin vücudun kendine saldırdığı “otoimmün hasatlıklar” ile ilişkisine ait çalışmalar). Merak etmeyenler bir sonraki bölüme geçebilirler.